GDO gıdalarına yönelik tüketici tutumlarının gerçek dünyada ki etkisini inceleyen ilk çalışma niteliğini taşıyan, Vermont Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırma, GDO veya GDO’lardan elde edilen ürünleri içeren gıdaların etiketlenmesinin (GDO gıdalarda zorunlu etiketleme), tüketicilerin GDO gıdalarına yönelik tutumlarını değiştirebileceğini kanıtlar nitelikte.
GDO’lu besin nedir, nasıl elde edilir?
GDO’lu gıdalar genetik mühendisliği tarafından geliştirilen yöntemlerle DNA’sı değiştirilen bitki türlerinden elde edilmektedir. Aslında tanıma bakıldığında iş oldukça basit, bir organizmaya başka bir organizmadan DNA aktarılarak, o organizmanın DNA’sı ile oynanıp genetiği değiştiriliyor.
Elbette söz konusu gıda olduğunda bu durum en çok tüketilen gıdalar üzerinde daha da çok uygulanıyor. Dünya çapında en çok tüketilen gıdalar olan mısır, soya, şeker pancarı, pamuk ve kanolanın genetiğiyle oynanıyor.
1994’ten beri ABD’deki süpermarketlerin raflarında yerini almaya başlayan GDO’lu besinlerin ilk örneği, Amerikalıların ‘Flavr Savr domatesleri’ dedikleri, raf ömrü uzun olan, daha geç olgunlaşması için genetiği değiştirilmiş olan domatesler.
Evet, GDO hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra şimdi gelelim yazımızın ana konusu olan; Zorunlu Etiketleme GDO’lu Gıdalara Yönelik Korkuyu Azaltır mı?
GDO gıdalarına yönelik tüketici tutumlarının gerçek dünyada ki etkisini inceleyen ilk çalışma niteliğini taşıyan, Vermont Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırma, GDO veya GDO’lardan elde edilen ürünleri içeren gıdaların etiketlenmesinin, tüketicilerin GDO gıdalarına yönelik tutumlarını değiştirebileceğini kanıtlar nitelikte.
Vermont Üniversitesi, Tarım ve Yaşam Bilimleri Departmanında uygulamalı ekonomist olan Jane Kolodinsky tarafından yürütülen bu çalışma, ABD’de zorunlu etiketleme politikası uygulayan tek eyalet Vermont’ta, tüketicilerin GDO gıdalarına yönelik tutumunu kapsamaktadır. GDO gıdalarının zorunlu etiketlenmesinden önce ve sonra tüketici tutumları ile ilgili veri toplayan Kolodinsky, çalışma süresinde 7.800 den fazla tüketicinin tutumunu analiz etmiştir.
Korkunun azalması durumu daha da kötüleştirir mi?
Çalışmanın sonuçları ise GDO gıdalarının zorunlu etiketlenmeye başlamasıyla birlikte GDO gıdalarına yönelik muhalefetin %19 oranında düştüğü yönündedir. Tüketicilerin GDO içermeyen bir gıda seçebilmesi, tüm endişelere rağmen tüketicilerde muhalefet edenlerin oranını azaltmaktadır. Vermont’ta yaşanan bu düşüşün aksine ülke çapında genetik mühendisliğine ve GDO gıdalarına yönelik muhalefetin artmaya devam ettiği belirtilmektedir.
“Radyum Kızları” örneği göz önünde bulundurulduğunda, GDO’lar hakkında yapılan “Güvenlidir” temalı araştırmalara rağmen tüketiciler GDO’lara ve ürünlerine şüpheyle yaklaşmaya devam edecektir.
Not: Ülkemizde 2010 yılında yayınlanan “Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik” kapsamında Madde 6’da da belirtildiği üzere genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretilmesi yasaktır. Ayrıca Madde 18’e göre GDO’lardan elde edilen veya GDO içeren ürünlerin etiketlenmesi zorunludur. Yönetmeliği ayrıntılı okumak için; Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik.
Yapılan bu çalışmanın etkisinde kalmadığınızı düşünürsek, zorunlu etiketleme sisteminin gelmesi GDO’lu gıdalara bakış açınızı değiştirir miydi?
Çeviri ve Derleme: Popüler Tarım Bilimleri
Kaynak: Vermont Üniversitesi
Görsel: hygeia-analytics.com