Birmingham Üniversitesi’ndeki yeni araştırmaya göre, yabani ot öldürücü Roundup ‘ın önemli konsantrasyonlarına uzun süre maruz kalmak çevresel açıdan kilit taşı türlerine önemli zarar veriyor.
Araştırmacılar, düzenleyici kurumlar tarafından güvenli kabul edilen Roundup konsantrasyonlarına uzun süre maruz kalmanın etkilerini test etmek için su fileleri veya Daphnia kullandı.
Roundup gibi ot öldürücülerin zararları
Onaylanmış düzenleyici seviyelerde bile, yabani ot öldürücünün embriyonik gelişim bozukluğuna, önemli DNA hasarına neden olduğunu ve ayrıca hayvanların metabolizmasına ve bağırsak işlevine müdahale ettiğini buldular.
Daphnia, sucul besin ağlarının kalbinde yer aldığı için bu bulgular önemlidir. Çevresel değişikliklerin ekosistemler üzerindeki etkilerini değerlendirmek için kullanılabilirler. Sonuçlar ayrıca, herbisitlerin insanlar üzerindeki potansiyel etkileri de dahil olmak üzere, bu etkileri farklı türler arasında izlemek için bir başlangıç noktası sunuyor.
Baş araştırmacı Dr. Luisa Orsini şöyle diyor: Roundup’ı çevreleyen araştırmalar 1970’lerde piyasaya ilk çıktığından beri tartışmalı bir konu. Kanserden otizme kadar çeşitli hastalıklara ve rahatsızlıklara neden olduğu iddiaları, ürünün istenmeyen etkileri olmadığını savunan endüstri tarafından ödenen raporlara karşı yığılıyor.
Ot öldürücülerin dozu mu yoksa maruz kalma süresi mi etkili?
“Sorun şu ki, kanıtların çoğu, yalnızca bu kimyasalların aşırı yüksek konsantrasyonlarına maruz kaldıktan sonra ölen hayvanların sayısına bakan eski toksisite testlerine dayanıyor. Bu testler ayrıca düşük dozlara uzun süreli maruz kalmaktan kaynaklanan patolojik etkileri gözden kaçırır.”
“Önerdiğimiz şey, toksisitenin, tüm hayvan yaşam döngüsünü kapsayan uzun süreli maruz kalmanın ardından hayvana moleküler ve uygunluk düzeyinde ne olduğuna bakılarak ölçülmesidir.”
Bu ‘sistem biyolojisi‘ yaklaşımı, araştırmacıların, şekerleri metabolize etme veya yara dokusunu onarma gibi temel işlevlerde bu kimyasalların neden olduğu değişiklikleri anlamalarını sağlayacaktır. Araştırmacılar, türler arasında moleküler işlevlerdeki benzerliği kullanarak, bu kimyasalların insanlar üzerindeki etkilerini de çıkarabilirler.
Kullanılan yöntem sürdürülebilir mi? Zehirsiz tarım mümkün mü?
Araştırmacılar tarafından test edilen yaklaşım, çevredeki çok sayıda kimyasala uygulanabilir. Ekip, herbisitlerin yanı sıra, dünya çapında kontamine su kaynaklarında yaygın olarak bulunan böcek öldürücüler, anti-enflamatuar ilaçlar, antibiyotikler ve ağır metalleri (arsenik) araştırmak için kendi yöntemlerini uyguluyor.
Ekip, kimyasalları ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerini taramak için düzenleyici kurumlara yeni yöntemler getirmek amacıyla Birleşik Krallık Çevre Ajansı ile birlikte çalışıyor. Bilim insanları ve Çevre Ajansı, kimyasalların kullanımını daha etkin bir şekilde düzenlemek ve insanlar ile çevre üzerindeki etkilerini azaltmak için çevre uygulamalarını modernize etmek gibi uzun vadeli bir hedefe sahipler.
Sonuç olarak
Dr. Orsini, “Yöntemlerimizi kullanarak çevreye giren en zararlı kimyasalları tespit etmek ve sıralamak mümkün olacak” diyor. “Çevre kirliliğini tek adımda durduramayız, ancak en kötü suçluları belirleyerek endüstriyel ortaklarla daha hedefli ve etkili bir şekilde çalışabiliriz.”
Çeviri ve Derleme: Popüler Tarım | Bilim