3D biftek, et tüketimini azaltmamıza yardımcı olabilir mi?

3D biftek, et tüketimini azaltmamıza yardımcı olabilir mi? Her yıl milyarlarca hayvan besleniyor ve kesiliyor. Bu da büyük miktarda su ve enerji kullanımı anlamına geliyor. Bazı uzmanlar, alternatiflerin insanlar ve çevre için daha iyi olabileceğine inanıyor.

Her yıl milyarlarca hayvan, yemek için öldürülüyor. Aslında her iki yılda bir kesilen toplam sayı, şimdiye kadar yaşamış insan sayısını aşıyor.

Et tüketen biri olsanız da olmasanız da, üretiminin muazzam miktarda doğal kaynak tükettiğini göz ardı edemezsiniz: Tek bir kilogram sığır eti üretmek için 15.000 litre su harcanıyor.

Birçok çalışma, et tüketimini azaltmanın da sağlığa faydalarını vurgulamaktadır. JAMA Internal Medicine’de yayınlanan bir rapor, haftada iki porsiyon kırmızı et, işlenmiş et veya kümes hayvanı yemenin % 3-7 daha yüksek kardiyovasküler hastalık riski ile bağlantılı olduğunu buldu.

Büyüyen alternatifler

Öyleyse et alternatiflerine artan miktarda ilgi olması şaşırtıcı değil.

İsrail’deki bir start-up firması olan Redefine Meat, gerçek ete benzer bir yapıya ve dokuya sahip olduğunu söylediği bitki bazlı bir “alt-biftek” üretmek için endüstriyel ölçekte 3D baskı kullanıyor.

Şirketin CEO’su ve kurucu ortağı Eshchar Ben-Shitrit, Reuters’a şunları söyledi: “İneğin sadece bir kısmını değil, tüm ineği yapabiliriz.”

2019 yılında, şirketi 6 milyon dolarlık fon sağladı. Bu, et dışı et pazarının ne kadar ciddiye alındığının bir göstergesi. Vox’ta yer alan bir rapora göre ABD’de et alternatiflerine olan talep koronavirüs salgını şiddetlenirken % 264 arttı. Redefine Meat, kategorinin 2030 yılına kadar yıllık 140 milyar dolar değerinde olmasını beklediğini söylüyor.

A taste of the future. 📕 Read more: https://t.co/6MmxuKm3rr #DavosAgenda pic.twitter.com/k9iuw5FlT5

— World Economic Forum (@wef) January 22, 2021

Sağlığınız için

Çok fazla et yemek (özellikle kırmızı et) onlarca yıldır kalp hastalığı ve bazı kanser türleri de dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorunuyla ilişkilendirilmiştir. Bunun obezite ile çok fazla bağlantısı var. ABD’de insanların % 70’inden fazlası aşırı kilolu veya obez.

Çin’de, ekonomik gelişme bir dizi toplumsal değişikliği başlatırken, et tüketimi arttı. Hızlı kentleşme ve daha fazla fast food ve genel olarak et yemek gibi sözde Batı yaşam tarzı alışkanlıklarının benimsenmesi, ön planda olan görünür örneklerden ikisidir. Yüzeyin altında, insanların sağlığının bozulmaya başladığına dair işaretler var.

2019 tarihli bir McKinsey raporu, “Ne yazık ki, gelirler arttıkça bel ölçüsü de artıyor. Çin’de protein ve yağ oranı yüksek diyetler benimsendi ve bu durum, kontrol edilmediği takdirde 2030’a kadar % 10’luk kentsel alan obezite oranının % 25’e çıkması bekleniyor. Obezite halihazırda ülkeye yılda 93 milyar dolardan fazlaya veya GSYİH’nın % 1,1’ine mal oluyor.”

Yine de et nedir?

Etsiz köfte, hamburger, sosis ve daha fazlası onlarca yıldır dünya çapında süpermarketlerde satılmaktadır. Soya, pirinç, bezelye ve diğer sebzeler gibi şeyler içerme eğilimindedirler.

Bu tür ürünler için zorluk, tadı ne olursa olsun, dokularının ete benzememesidir. Bu durum için, gerçeği daha yakından taklit eden iç içe geçmiş lif katmanları oluşturduğundan, 3D baskı teknolojisinin kullanımının üstesinden gelebileceği bir şey olabilir.

Bu arada 2013 yılında, Hollanda’da bir gıda bilimcisi farklı bir yaklaşımla karşılaştı. Maastricht Üniversitesi’nden Mark Post, sığır kök hücrelerinden ve kas dokusundan laboratuvarda yetiştirilen bir burgerin tanıtımını yaptı. Biyokimyasal düzeyde, burgeri normal bir burger – etli mendillerle aynı malzemeden yapılır.

Ama bir hayvandan gelmedi. Teknik olarak, herhangi bir ineğin eti ve kas lifi değildir. Bunun et olduğu anlamına gelip gelmediği filozofların üzerinde düşünmesi gereken bir soru olabilir.

İleri bir rota

Et endüstrisi, kaynakları tüketmenin yanı sıra önemli miktarda sera gazı emisyonu da üretmiştir. Birleşmiş Milletler’e göre normal etli burger üretimiyle karşılaştırıldığında, bitki bazlı alternatifler % 99’a kadar daha az su,% 95 daha az arazi ve % 90 daha az emisyon kullanıyor.

Bunların hiçbiri bizi artan küresel et talebinden uzaklaştırmıyor. Ancak bu endişelerin bazılarının giderilmesine yardımcı olacak kısa ve uzun vadeli değişiklikler var. BM, Michigan Üniversitesi tarafından et ikame üreticisi Beyond Meat adına yapılan bir araştırmaya atıfta bulunuyor. Amerikalıların haftada ortalama üç hamburger yediğini, ancak “bu haftalık öğünlerden birini bitki bazlı bir alternatifle değiştirerek 12 milyon arabanın ürettiği sera gazı emisyonu miktarını azaltabileceğini” öne sürüyor .

BM’nin Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), daha sürdürülebilir bir küresel gıda tedarikini güvence altına almak için tüketicilerin tutum ve davranışlarında bir dizi değişikliğin gerekeceğini öne sürüyor. Bunlar, halk arasında gıda israfıyla mücadelenin önemi konusunda farkındalığın artırılmasını içerir: dünyada üretilen tüm gıdanın üçte biri çöpe atılıyor.

FAO ayrıca, gıda üretim ve tedarikinin toplam maliyetini yansıtacak şekilde gıda fiyatlarının yeniden dengelenmesi çağrısında bulunuyor. Bu, arazi temizliği, emisyonlar ve kirlilik ve su tüketiminden kaynaklanan biyolojik çeşitlilik kaybını içerir. Ve zengin ülkelerde kişi başına et tüketiminde bir azalma olduğunu gösteriyor.

Çeviri: Levent KIRCA

Kaynak: This 3D-printed steak could help us reduce meat consumption https://www.weforum.org/agenda/2020/07/3d-printed-steak-cut-meat-consumption Erişim Tarihi: 22.01.2021